Miras Paylaşımı ve Miras Hukuku hem toplumumuzda hem de hukuk sistemi içerisinde yer alan bir kavramdır ve en genel anlamı ile miras, ölen kişinin sahip olduğu mal varlığını ölümünden sonra yakınlarına bırakmasıdır.
Miras hukuku ise elde edilen mirasın adaletli ve eşit bir şekilde paylaşılmasını sağlayan ve kimlerin ne kadar pay alacağını belirleyen hukuk türüdür.
Ölen kişinin hayatta iken kazanmış olduğu her türlü mal varlığı mirasa konu olmakta ve bu mal varlığına tereke adı verilmektedir.
Miras hukukuna göre miras paylaşımı iki şekilde gerçekleşmektedir ve bunlardan birincisi de vasiyet yoluyla olmaktadır, yani ölen kişi ölmeden önce bütün mal varlığının kimlere ve nasıl paylaştırılacağını belirten bir vasiyetname bırakmış ise miras paylaşımı bu vasiyetnameye göre yapılmaktadır.
Eğer ortada bir vasiyetname yok ise o zaman mirasçılar ya kendi aralarında anlaşıp mirası paylaşmakta ya da anlaşmazlık halinde mahkemeye başvurarak miras paylaşımı davası açabilmektedir.
Miras paylaşımı ve miras hukuku çok önemli ve uzmanlık gerektiren hukukun iki dalıdır ve miras avukatı seçerken miras paylaşımı ve hukuku konusunda uzman kişilere başvurulması çok önem arz etmektedir.
Mal Paylaşımı İçin Miras Davası Açma
Miras Paylaşımı ve Miras Hukukuna göre mirasçılar arasında mal paylaşımı noktasında anlaşmazlık yaşandığı takdirde ve paylaşımın nasıl olacağını belirten vasiyetnamenin de bulunmadığı durumlarda mirasçıların isteği üzerine miras paylaşımı davası açılabilmektedir.
Miras paylaşımı davası açmak için mirasçıların ya da miras bırakan kişinin yaşadığı yerdeki Sulh Ceza Mahkemesine mirasçılar tarafından durumu anlatan bir dilekçe ile başvuru yapılması gerekmektedir.
Başvuru yapıldıktan sonra mirasçıların yasal olarak kimler olduğunun belirlenmesi için mahkeme ya da noterlik tarafından mirasçılara veraset ilamı belgesi verilmektedir.
Bu belge sayesinde mirasçılar tespit edilmektedir.Mirasçılar ister ise süreci hızlandırmak ve kolaylaştırmak için avukat tutabilmektedir.
Miras paylaşımı davalarında mahkeme tarafından tüm mirasçılara tebliğ gönderilmesi gerekir, hatta bir mirasçı ölmüş ise bu kez onun alt soyundan gelen tüm mirasçılarına tebliğ gönderilmesi gerekmektedir.
Ayrıca miras paylaşımı davalarında mirasçılar ister ise belirledikleri bir kişiye vekalet vererek onu dava vekili yapabilmektedirler.
Böylece mahkemede davacı sayısı azalmış olacağı için davanın daha hızlı bir şekilde sonuçlanmasına katkı sağlamaktadır, ancak mirasçılar vekil tayin etmeleri durumunda vekil olan kişiye belirli bir miktarda vekalet ücreti ödemek zorundadırlar.
Ancak henüz boşanma gerçekleşmemiş ve dava niteliğinde ise mahkeme sonucu beklenir ve boşanma gerçekleşirse yine pay alma hakkı yoktur.
Miras paylaşımı noktasında evlatlık alınan ya da evlilik dışı doğmuş olan çocukların da baba tarafından mirasa ortak olma hakları vardır, yani miras bırakan kişinin diğer çocukları gibi bu çocuklarında aynı oranda mirastan pay alma hakkı vardır.
Miras Paylaşımında Haksızlık
Miras Paylaşımı ve Miras Hukuku, mirasçılar arasında en fazla tartışmaya ve anlaşmazlığa yol açan bir durumdur ve mirasçılar mirası kendi aralarında adaletli bir şekilde paylaşamadıkları zaman sulh ceza mahkemesine başvurarak miras paylaşımı davası açmakta ve böylece haksızlık yaşanmasını önlemektedir.
Miras paylaşımı davalarında hukuk sistemine göre her mirasçının alacağı pay oranı belirlenmiş olsa da bazı durumlarda haksızlık yaşanmasını önlemek amacıyla devlet tedbir almaktadır.
Örneğin mirasa konu olan bir ev ya da dükkan gibi bir gayrimenkul ise devlet bunu açık arttırma ile satmakta ve ele geçen miktardan kişinin borcu var ise düşüp geri kalanı mirasçılara adaletli bir şekilde paylaştırmaktadır.