Ülkemizde son zamanlarda çeşitli nedenlerden dolayı boşanma davası açılma oranları gözle görülür bir şekilde artmıştır. Bunun nedenleri başında şiddetli geçimsizlik, ihanet, çocuklar ve ev ile eşin ilgilenmemesi, eşe veya çocuklara şiddet uygulama, taraflardan birinin evi terk etmesi gibi sebepler gelir.
Evlilik, bin bir zahmet ve emekle kurulan bir birlikteliktir ve toplumun temelidir. Toplumu çekirdek aileler oluşturur. Günümüzde oldukça masraflı bir durum olup her ne kadar uzun zaman sürmesi planlansa da bazen işler yolunda gitmeyebilir. Sağlam olmayan evlilikler bir süre sonra temelinden sarsılmaya başlar ve bu durum boşanmaya kadar gidebilir. Kadın ve erkek eşitliği bir bütündür. Hiç kimse bir diğerinden üstün değildir. Evlilik birliği sağlam temeller üzerine inşa edilmeli, sevgi ve saygı tüketilmemelidir. Unutulmamalıdır ki sağlıklı bireyler sağlıklı nesiller yetiştirir. Eş ve çocuklar asla ihmal edilmemeli, onların gurur ve onurlarını zedeleyici davranışlarda bulunulmaması gerekmektedir. Kusurlu davranan taraf sonuçlarına katlanmak zorunda kalacaktır. Ülkemizde en çok karşılaşılan boşanma nedenleri başında;
Aldatma Sebebiyle Boşanma
Birinci sebep olarak aldatma gelir. Aldatma, taraflardan birinin eşinin bilgisi dışında 3.şahıs yani bir başkası ile gönül bağı kurarak ya da cinsel birliktelik (Zina) yaşayarak evlilik birliğine karşı sadakatini yitirmesidir. Yani sadık olmaması, bu yükümlülüklerinin ihlalidir. Bazı zaman aldatan kişi evi terk bile edebilir ve diğer kişi ile yaşamaya başlar. Aldatılan kişinin, boşanma davasında bu durumu delillendirmesi gerekir çünkü ispat yükümlülüğü bulunmaktadır. Şüphe sadece yeterli değildir bu durumun mahkemenin boşanma kararı alması için ispat edilmesi gerekmektedir. Aldatılan kişi, aldatma olayını öğrendikten altı ay içinde boşanma davasını açmalıdır.
Altı aylık süre geçtiği takdirde kişinin eşini affettiği sonucuna varıldığından boşanma davası açma hakkı düşer. Bir daha boşanma davası açamaz. Ayrıca aldatmanın üzerinden beş yıl geçmemesi gerekir eğer beş yılı geçmişse aldatılan kişi boşanma davası açamaz. Aldatılan eş güvenini de kaybeder ve tüm emeklerine rağmen eş aldatmaktan vazgeçmiyor ise boşanma davası açması kaçınılmazdır.
İspat Zorunluluğu
Aldatıldığını ispat eden taraf, bir dilekçe ile yaşadığı yerin Aile Mahkemesine başvurarak davayı açar. Ancak belirttiğimiz üzere bunu ispat etmeli, delilerini sunmalı ve tanıklarını bildirmelidir. İspat sorumluluğu davayı açan kişi yani davacınındır. Hatta günümüzde sosyal medyadaki yazışmalar Cep telefonu yazışmaları ve fotoğraflar da ispat amaçlı kullanılmaktadır. Görülen dava sonrasında mahkeme eğer aldatma suçunun işlendiğine kanaat getirir ise boşanmaya karar verebilir hatta tazminat talebi var ise aldatan kişiyi tazminata da hükmedebilir. Boşanma davalarında aldatan kişi kusurlu olduğundan mahkemenin verdiği her karara uymak zorundadır. Aldatma toplum içerisinde pek hoş karşılanmayan ama en çok boşanma davasına konu olan sebeplerden biridir.
Kötü Davranma Sebebiyle Boşanma
Kötü davranma eşlerin birbirlerine olan davranışlarının kabalaşması ve şiddete kadar uzanmasıdır. Türk Medeni Kanunun 162. maddesinde düzenlenen bu kanun gereğince eşlerden birinin diğerine kötü davranması boşanma nedenidir. Kötü davranma ispat edildiği takdirde hakimin tarafları boşama zorunluluğu bulunmaktadır. Şiddet hiçbir varlığa uygulanması tasvip edilmeyecek davranışlardandır ve ispatlandığı takdirde mahkeme şiddete meyilli olan kişi ile şiddet görenin boşanmasına karar verir ve şiddet uygulayanın diğer tarafa zarar vermesini önlemek için uzaklaştırma kararı uygular ayrıca zarar görenin manevi ve maddi zararlarını telafi edebilmek için maddi- manevi tazminata hükmedebilir. Şiddet uygulayan taraf bu mahkeme kararına uymak zorundadır. Aksi takdirde hapis cezası alabilir. Kötü davranma İşkence, eziyet, aç bırakmak, dövmek, ağır hakaretler etmek, zorla ilişkiye girmeye çalışmak onur kırıcı davranışlardır ve kişinin psikolojisinde derin yaralar açar. Telafisi zor durumlardandır.
Şiddet gören kişi bunu saklamamalı, gerekli hukuki yardımı talep etmelidir. Çünkü zamanında gerekli tedbirler alınmaz ise daha kötü sonuçlara neden olabilir. Ülkemizde boşanmadan kaynaklanan özellikle kadınlara şiddet ve cinayet oranları hızla artmaktadır. Polis, jandarma veya hastane kayıtları da delil teşkil eder, mahkeme hüküm tesis ederken bunları da göz önünde bulunduracaktır.
Terk Etme Sebebiyle Boşanma
Bu sebebe bakacak olursak terk sebebiyle boşanmalarda mutlak sebep olmalıdır. Türk Medeni Kanunu 164. maddesinde düzenlenmiştir. Eşlerden birinin evlilik yükümlülüklerini yerine getirmemek için diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşanılan konuta dönülmediği takdirde arılık en az altı ay sürmüş ve devam etmekte ve istek üzerine hakim veya noterden yapılan ihtar sonuçsuz kalınmış ise boşanma davası açılabilir. Eşe iki ay içinde konuta geri dönmesi için ihtarda bulunulur, gerekirse ilan yoluyla da çağrı yapılabilir. İlandan sonra dört ay, ihtardan sonra iki ay geçmedikçe davacı taraf boşanma davasını açamaz. Konutu terk eden eş boşanma davasını açamaz terk edilen eşin bu hakkı vardır. Terk edilme bir başka kadın veya adam yüzünden meydana gelmişse terk edilen taraf boşanma davasını açabilir. Ancak kadın şiddete maruz kalıp babasının evine döndüyse ve şiddet uygulayan koca, eşine terk nedeniyle boşanma davası açamaz. Yanı bu kişinin eve dön çağrısı da samimi bir istek değildir. Bu nedenle kabul edilmez.
Terk edilen eş verilen süre içerisinde eve dönmüş fakat kapı kilitli ve evde kimse olmadığından eve girememişse bunu ispat etmelidir. Davacı bu süre zarfında evde bulunmak zorunda değildir fakat evde birinin bulunması ve konuta geri dönen eşe kapıyı açması gerekmektedir. Anahtar, komşuya, muhtara veya karakola bırakılabilir. Bu durum davalıya da bildirilmelidir. Eğer terk edilen eş, terk edenin eve girmesini engellemişse o da eşini terk etmiş sayılır.
Davalı kısa süreliğine evine dönmüşse terk sebebiyle boşanma kararı verilebilir. Davanın reddi için uzun süreli eve dönüş geçerlidir. Haklı bir nedene dayanmadan sık sık evi terk etmek, aracıların araya girmesiyle eve dönmek, çağrı için yanına gidildiğinde kişilere hakaret etmek boşanma sebebidir. Ülkemizde en çok karşılaşılan boşanma sebepleri;
Kişilik Haklarını Zedeleme Sebebiyle Boşanma
Kişinin, kişiliğini zedeleyici hakaretler etmek, iftira atmak, onu toplumun önünde küçük düşürmeye çalışmak ta boşanma sebebi sayılmıştır. Onur kırıcı davranış sadece sözle olmaz yazılı da olabilir. Burada açılacak davalar yine aile mahkemesine açılır, süreler boşanma davalarında olduğu gibidir. Affeden taraf dava açamaz. Af örtülü veya açık, yazılı ya da sözlü olabilir. Kişiye özgü haklardan olduğu için vekil veya temsilci tarafından affedilme olanağı bulunmamaktadır. Affeden ayırt etme gücüne de sahip olmalıdır. Ayrıca taraflardan birinin eş dışında çocuklara yaptığı kötü davranma baskı ve zulüm de boşanma davası açılması için yeterlidir. Boşanma davası açan taraf, eşin çocuklara kötü davrandığını delil ve tanıklarla ispat ederse mahkeme boşanma davasına ve çocukların velayetinin davacı tarafa verilmesine hükmedebilir. Davacı sadece ev sınırları içinde değil gidilen ortamlarda, toplum içinde de ağır hakarete maruz kalıyorsa bu da boşanma davası açmak için yeterlidir.
Aşağılama Sebebiyle Boşanma
Eşini aşağılama yüzünden de ülkemizde boşanma davaları görülmektedir. Kişinin yıllarca birlikte kaldığı işe zamanla huylarını değiştirebilir. Tek derdi çocukları ve evin geçimi olan kadın, zamanla kendine bakamaz, evliliğin ilk yıllarındaki gibi bir fiziki yapısı olamaz. Kadın kilo almış olabilir, ayaklarında, kolunda, gözünde herhangi bir rahatsızlık sonucu bir uzuv eksikliği olmuş olabilir. Aynı durum erkek için de geçerlidir. Erkek yıllar içerisinde kendine bakmayıp yaşından daha büyük gösterebilir veya çalıştığı yerde ya da sokakta bir kaza geçirmiş ve uzuv kaybına sebep olmuş olabilir. Veya zaman içerisinde akli dengesini yitirmiş olabilir. Eşe, kör, topal, kolsuz, iktidarsız, işe yaramaz, bunak, yanıma yakışmıyorsun, çok kilolusun, çok çirkinsin gibi yakıştırmalar yapmak, Allah belanı versin gibi sözler kullanarak beddua etmek onu aşağılamaktır. Ülkemizde en çok karşılaşılan boşanma sebepleri 2017 verilerine göre yukarıdaki beş nedendir.
Kişiyi kusurları ile ilgili aşağılamak, toplum içerisinde rencide etmek kabul görmeyen davranışlardandır. Kişiler arasındaki ilişkiyi bitirir. Zamanla evlilik temeli kökünden sarsılır. Kadın veya erkek aile içinde, çocukların veya aile büyüklerinin yanında eşinin onurunu zedeleyecek, gururunu kıracak şekilde aşağılayabilir veya küfür edebilir. Bu kişinin bireysel hakkına saldırıdır ve kabul edilemez. Kişilik hakları zedelenen birey delil ve tanıklarını da bildirerek mahkemeye başvurur ve boşanma davasını açar. Mahkeme delilleri inceler, tanıkları dinler.
Kişinin vücut dili bile eşini aşağıladığını gösterebilir. Kişinin eşini aşağılaması egoist bir tutum içerisinde olduğunun da kanıtıdır. Eşi toplum içinde rencide eden kişi, kendini kötü hisseder ve sürekli aynı davranışlara maruz kalıyorsa boşanma davası açması kaçınılmazdır. Kadın veya erkek toplum içinde hiç tanımadıkları insanların içinde aşağılanmamalıdır çünkü evliliğin temel taşı sevgi ve saygıdır. Genel olarak bakıldığında eşini sevmeyen kişilerin onları aşağıladığı görülmüştür. Bu boşanma sebebidir.
Sümer Hukuk Bürosu olarak, Adana merkezi konumunda bulunan ofisimizde müvekkillerimize geniş yelpazede hukuki hizmetler sunmaktan gurur duyuyoruz. Adana avukat kadromuz, her biri kendi alanında uzmanlaşmış deneyimli hukukçulardan oluşmaktadır.