Tanıma Ve Tenfiz Davalarının Özellikleri kavramları uluslararası Usul Hukuk ve Özel Hukuk Hakkında kanunlar ile düzenlenmiştir.
Bu düzenlemelerin ana amacı yabancı ülkelerde görülen davalar neticesinde verilen kararların Türkiye Cumhuriyeti Devleti bünyesinde bu kararların hangi aşamada olacağını düzenleyen hukuksal değerleri ifade etmektedir.
Kısacası tenfiz ve tanıma davalarında yabancı devlet hukuksal kararlarının Türkiye'de nasıl değerlendirileceği ve bu kararlara karşı nasıl bir müeyyide uygulanacağı konusundaki kararların belirlenmesini içermektedir.
Tanıma ve tenfiz kavramlarından bahsedebilmek için öncelikle yabancı devletlerin yargısının herhangi bir çekişme ile ilgili bir karar vermiş olması gerekiyor.
Verilmiş olan bu kararın Türkiye'de herhangi bir etkiye sahip olabilmesi için de yerel mahkemece bu kararın tanınması ve akabinde tenfizi şarttır.
Ancak Tanıma Ve Tenfiz Davalarının Özellikleri bulunuyor ve bu davaları yakından takip etmek isteyenler tanıma ve tenfiz davalarının püf noktaları nelerdir?
Sorusuna cevap arıyor. Tanıma durumunda yabancı mahkemelerce verilen kararın yerel mahkemelerce tanınması söz konusudur.
Daha basit bir anlatımla yerel mahkeme verilen kararı tanır ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti de verilen bu kararı tamamen ya da kısmen tanıyabilir.
Tenfiz konusunda ise kararın tanınması sonrasında devler karara ilişkin fiili olarak müeyyideleri uygular ve yani tanıma sonrasında ortaya çıkan hükmün icrasını yapar.
Tanıma ve Tenfizin Gerekliliği ile Boşanma Davalarındaki Etkisi
Bu nedenle tanıma davası açılması gerekeceğinden diğer eşin tebligat adresinin bilinme gerekmektedir.
Çünkü hükmün kesinleşmesi kararının ve dava dilekçesinin diğer eşe de tebligat yolu ile bildirilmesi gerekiyor ve bu nedenle tebligat gönderilmesi önemlidir.
Bu zorunlu bir durum olmasından dolayı diğer eşin ikamet adresinin bilinmiyorsa önceden tespit edilmesi gerekiyor.
Boşanma davalarının tanınması konusunda yaşanan en büyük sorunların başında diğer eşin ikamet adresinin bilinmemesinden dolayı tebligatların diğer eşe ulaşmaması sorunudur.
Tebligat yapılamadığında da tanıma davasının kesinleşmesinin mümkün olmamasından dolayı dava çıkmaza girerek tarafların sorun yaşamasına neden olabiliyor.
Bu nedenle yabancı mahkemelerce verilen kararların üzerinden çok fazla süre geçmeden ve diğer eş ile iletişim koparılmadan tanıma davasının hemen açılması gerekiyor.
Tanıma ve Tenfizde Avukatların Rolü
Tanıma ve tenfiz davaları için geçerli olan bir diğer önemli püf nokta da özellikle tanıma davasında hem davalının hem de davacının avukat ile temsil edilmesidir.
Bunun en büyük avantajı tanıma davasının süresini belirgin bir şekilde kısaltmasıdır ve bu nedenle dava açmadan kısa bir süre önce karşı tarafa haber verilmeli ve Türkiye'den de iki avukat ile bu dava için başvuru yapılmalıdır.
Ancak diğer eşin avukatı yok ise dava süreci bu nedenden dolayı uzayacaktır ve Tanıma Ve Tenfiz Davalarının Özellikleri öncesi bu püf noktaların bilinmesi davanın seyri ve süresi açısından büyük avantajlar sağlayacaktır.
Bilinmesi gereken bir başka önemli konu da boşanma ile ilgili olarak tanıma ve tenfiz davası açan kişinin Türkiye'de avukatla temsil edilmesi durumunda mahkemenin duruşmasına katılması gerekmiyor.
Tenfiz ve Tanıma Davası Ne Kadar Süre İçinde Açılması Gerekiyor?
Tanıma ve tenfiz davalarında herhangi bir süre sınırı bulunmuyor ve bu nedenle taraflar istedikleri zaman dava açabiliyorlar yani herhangi bir hak kaybına uğramamaktadırlar.
Ancak tanıma ve tenfiz davaları ile yabancı mahkeme kararının verilmesine bağlı olarak davanın hemen açılması davanın süresi açısından oldukça önemlidir.
Yabancı mahkemenin kararı ile tanıma ve tenfiz davası arasında uzunca bir süre geçirilmemelidir.
Olabildiğince hızlı davranılması tarafın hem lehine hem de davanın neticelenmesi açısından hızlı bir şekilde işleme tabi tutulması açısından önemlidir.
Diğer Eşin Adresinin Bilinmemesi Durumunda Yapılması Gerekenler
Tanıma ve tenfiz davaları sürecinde karşılaşılan en büyük problemlerin başında diğer eşin adresinin bilinmemesinden dolayı kendisine ulaşılamama sorunudur.
Yabancı mahkemelerin kararlarının ve dava dilekçesinin diğer eşe de tebligat yolu ile bildirilmesi gerektiğinden eğer ki diğer eşin oturma adresi bilinmiyorsa yabancı ülke temsilcilikleri, yabancı devlet kamu kurum ve kuruluşlarından bu konuda yardım istenebilir.
Çünkü diğer eşin adresinin bilinmesi ile davanın süresi arasında büyük bir paralellik söz konusudur.
Böyle bir durumda uluslararası alanda diğer devletler ile destek alabilen ve bu konuda daha önce tecrübesi olan avukatlar ile çalışma büyük avantaj sağlayacaktır.
Yabancı mahkemenin vermiş olduğu karar ile boşanmış olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Türkiye sınırları içinde de boşanmış sayılabilmesi için yabancı mahkemenin vermiş olduğu kararın Türk mahkemelerince de tanınması gerekiyor.
Türk mahkemelerinin yabancı mahkemelerin kararının tanıdığını resmiyet altına alması gerekiyor ve bu tür mahkemelerin sürelerinin uzun olması tamamen eksik işlemlerden kaynaklanıyor.
Eksikliklerin tamamlanması durumunda da dava süreci başlıyor ve kısa süre içerisinde sona eriyor.
Tarafların mağdur olmaması için bu davalar öncesinde eksik olan unsurların giderilmesi gerekiyor ve Adana boşanma avukatı yurt dışındaki boşanma davalarının Türkiye'de tanınmasını sağlar.
2019 itibariyle her tür davanın tanıma ve tenfizi dava yurt dışında dava kesinleştikten sonra yapılabilmektedir.
http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/02/20180207-4.htm