5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda mahkeme olarak değil hâkimlik olarak düzenlenmiştir ve tek hâkimlidir. Ancak her ne kadar hâkimlik olsa da yine de hukuken mahkeme olarak nitelendirilmektedir. Bunun nedenleri ise; 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 10. maddesinde belirtilmiştir. Sebeplerden birincisi, Sulh Ceza Mahkemeleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce bağımsız ve tarafsız yargı yeri olarak kabul edilmektedir. Diğer sebep ise, tutuklama gibi tali olan ceza davalarıyla ilgili karar mercii olması sebebiyle hukuki normlar doğrultusunda mahkeme olarak nitelendirilmektedir.
Bu mahkemelerin / hâkimliklerin her yargı çevresinde ( adliyelerde ) kurulması zorunlu olup Adalet Bakanlığı tarafından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun görüşleri dikkate alınarak kurulurlar. Mahkemeler, ihtiyaç olması halinde veya iş durumu fazla olan il ve ilçelerden birden fazla kurulabilirler.
Sulh Ceza Mahkemeleri Hangi Davalara Bakar
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre yapılan bazı soruşturma işlemleriyle bu işlemlere yapılan tüm itirazlar ve idari para cezası, trafik cezası veya park cezası gibi idari nitelikte olan bazı işlem ve işlere yapılan itirazları inceleyen ve itirazlar hakkında karar veren bir mahkemedir.
Sulh Ceza Mahkemeleri veya diğer adıyla sulh ceza hâkimlikleri iddianamenin hazırlanmasından sonra açılan ceza davalarında yani kovuşturma sürecinde görevli olmayıp sadece soruşturma sürecindeki işlere bakmakla yükümlüdür.
Sulh Ceza Mahkemelerinin Baktığı Davalar ve İşler
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Sulh Ceza Mahkemelerinin baktığı davalar ve işler sayılmıştır. Bunlar kanunda;
- Asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemesinin görevi dışında kalan iş ve davalara bakma,
- Gözlem altına alma kararı verme,
- İç beden muayenesi kararı verme
- Vücuttan örnek alma kararı verme,
- Moleküler genetik inceleme kararı verme,
- Yakalama kararına itirazın incelenmesi,
- Gözaltına alma kararına yapılan itirazın incelenmesi,
- Tutuklama kararı verme,
- Tutuklama kararının incelenmesi,
- Tutuklama kararına itirazın incelenmesi,
- Adli arama kararı verme,
- 2558 Sayılı Polis Vazife ve Salȃhiyet Kanunu’nun 9. maddesinin birinci fıkrasına göre önleme araması kararı verilmesi,
- Gizlilik kararı verme,
- Elkoyma kararı verme,
- Elkoyma kararına itirazın incelenmesi,
- Adli kontrol kararı verme,
- Adli kontrol kararına yapılan itirazın incelenmesi,
- Müdafinin dosya inceleme yetkisinin kısıtlanması kararı verme,
- 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 3. maddesinin ikinci fıkrasına göre hükmedilen soruşturma dosyası ile ilgili yayın yasağı kararı verme,
- Diğer sulh ceza mahkemeleri tarafından verilmiş olan kararlara yapılan itirazları inceleme,
- Cumhuriyet savcılıkları tarafından kovuşturmaya yer olmadığına ve ek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin verilen kararlara karşı yapılan itirazları incelemek,
- Cumhuriyet savcılıkları tarafından verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin olarak verdiği kararlara karşı yapılan itirazları incelemek,
- Kanunlarca öngörülen durumlarda idari merciiler tarafından verilmiş olan ve uygulanan idari yaptırımlara karşı başvuru mercii olarak inceleme ve karar vermek olarak açıkça gösterilmiştir.
İlgili Hizmet: Adana Ceza Avukatı
Yukarıda yazılan davalar ve işlerden de anlaşılacağı üzere sulh ceza mahkemeleri / hâkimlikleri yargılamada hem sorgu mercii hem karar mercii ve hem de itiraz mercii olarak görev almaktadır. Ayrıca mahkeme tarafından verilen kararlara yapılacak itirazlarda süre oldukça önemlidir. Kanunda bu anlamda verilen süreler kesindir. Kanundaki yasal süre geçtikten sonra mahkemeye yapılan itirazlara karşı hâkim tarafından itiraz incelenmeksizin ret kararı verilecektir.
Bu mahkemeler / hâkimlikler tutukluluk, adli kontrol, gizlilik, serbest bırakılma ve gözaltına alma gibi hayatı etkileyen önemli kararlar almakta olduğu için bu ve benzeri durumlarda mutlaka alanında deneyimli ve uzman ceza avukatlarına danışmanız gerekmektedir.
Sümer Hukuk Bürosu olarak, Adana merkezi konumunda bulunan ofisimizde müvekkillerimize geniş yelpazede hukuki hizmetler sunmaktan gurur duyuyoruz. Adana avukat kadromuz, her biri kendi alanında uzmanlaşmış deneyimli hukukçulardan oluşmaktadır.