Boşanma, resmi nikâhla yapılan evlilik birleşmesinin aile mahkemesi kararıyla yine resmi bir şekilde sona erdirilmesi işlemine verilen addır.
Türkiye’de isteyen her çift evlilik birlikteliğini istediği zaman sebep belirterek ya da belirtmeyerek sonlandırabilir. Evlenmek kadar boşanmak da doğal bir seçimdir. Günümüzde evlilikten çok boşanma vakasının gerçekleştiği bilinen bir gerçektir.
Psikologlar da herhangi bir sebeple geçinemeyen, bu yüzden birbirlerine maddi manevi zarar veren çiftlere ilişkilerini devam ettirmek yerine boşanmalarını tavsiye eder.
Facebook ve WhatsApp Kayıtları Boşanmada Delil Olur mu?
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2016/17151 E. ve 2018/5463 K. sayılı kararında, elektronik ortamdan elde edilen yazışmaların delil değeri taşıyabileceğini belirtmiştir.
Ancak bu yazışmaların kim tarafından yapıldığının kesin olarak belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.Sonuç olarak, Facebook ve WhatsApp görüşmeleri mahkemelerde delil olarak kullanılabilir fakat bunun için belirli hukuki şartların sağlanması gerekmektedir.
Bu şartlar arasında hukuka uygun elde edilmiş olmaları ve diğer delillerle desteklenmeleri yer almaktadır.
Başka bir kararda ise, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların aleni içerikler olduğu için delil olarak sunulabileceği ancak bunların da karşı tarafça kabul edilmediği durumlarda ek delillerle desteklenmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Türk hukuk sisteminde boşanma davalarında delil olarak sunulan her tür bilgi ve belge, hakimin takdir yetkisi dahilinde değerlendirilir. Hukuka uygun bir şekilde elde edilen deliller, boşanma sürecinde etkili olabilir. Ancak, bu noktada önemli olan, delillerin hukuka uygun yollarla elde edilip edilmediğidir.
Facebook ve WhatsApp Kayıtlarının Delil Olarak Kullanım Şartları
Boşanma davalarında Facebook ve WhatsApp kayıtlarının delil olarak kullanılıp kullanılamayacağı, elde edilme şekline ve içeriğine bağlıdır. Aşağıda bu konuyla ilgili önemli noktaları bulabilirsiniz.
- Hukuka Uygun Elde Etme Şartı
- Delil Üretme Amacıyla Manipülasyon Yapmama
- Gerçeklik ve Destekleyici Kanıtlar
- Aldatma İddialarının Kanıtlanması
- Delil Sunumunda Dikkat Edilmesi Gerekenler
1. Hukuka Uygun Elde Etme Şartı Nedir?
Boşanma davalarında Facebook, WhatsApp gibi dijital platformlardan elde edilen yazışmaların delil olarak sunulabilmesi için hukuka uygun elde edilme şartı büyük önem taşır.
Türk Medeni Kanunu ve Türk Ceza Kanunu uyarınca, delillerin hukuka aykırı yöntemlerle elde edilmesi yasaklanmış olup, bu tür deliller mahkemede geçersiz sayılır.
Örneğin, bir eşin diğer eşin telefonuna, bilgisayarına ya da sosyal medya hesaplarına gizlice erişerek bilgi toplaması, özel hayatın gizliliğini ihlal eder ve yasal olmayan bir delil elde etme yöntemi olarak kabul edilir.
Mahkemeler, bu tür yöntemlerle toplanan bilgileri, davanın herhangi bir aşamasında kabul etmeyecektir.
Hukuka uygun elde edilme şartı, hem bireyin mahremiyetine duyulan saygının bir yansıması hem de yargı sürecinde güvenin sağlanması açısından önemlidir.
Elde edilen dijital delillerin kabul edilebilirliği açısından, bilgilerin karşı tarafın rızası olmadan veya yasaların izin verdiği haller dışında toplanmamış olması gerekmektedir. Örneğin, eşlerden birinin diğerine karşı işlediği bir suçun ispatlanması amacıyla alınan önlemler hukuki dayanakla yapılmadığı sürece hukuka aykırıdır. Hukuka uygunluk, yalnızca boşanma sürecindeki adaletin sağlanmasına katkı sağlamakla kalmaz, aynı zamanda bireyin temel haklarının korunmasına da hizmet eder. Bu nedenle, dijital yazışmaların elde edilme yöntemi titizlikle değerlendirilmelidir.
2. Delil Yaratma Durumu
Boşanma davalarında delil olarak sunulacak materyallerin gerçek ve manipülasyondan uzak olması esastır. ve delil üretme amacıyla manipülasyon yapılmaması, yargı sürecinin güvenilirliğini korumak açısından büyük önem taşır.
Mahkemeye sunulan yazışmalar veya belgeler, taraflar arasındaki ilişkideki gerçek durumu yansıtmalıdır ve özellikle dijital platformlarda (Facebook, WhatsApp vb.) üretilen sahte yazışmalar veya kasıtlı olarak oluşturulan yanıltıcı içerikler, boşanma davasını kazanma amacıyla delil yaratma anlamına gelir ve bu tür uygulamalar hukuki olarak kabul edilemez.
Mahkemeler, manipülasyon amacıyla yaratılmış delilleri kesinlikle dikkate almaz ve bu tür davranışlar davayı açan tarafın güvenilirliğini zedeler.
Bu tür manipülasyon girişimleri, hem Türk Ceza Kanunu hem de Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde müeyyidelere tabidir.
Bilinçli olarak delil yaratmak, sadece davayı kazanmaya yönelik haksız bir çaba olarak değerlendirilmez; aynı zamanda mahkemeye yalan beyan sunmak olarak yorumlanabilir ve buna bağlı olarak yasal sonuçlar doğurabilir.
Mahkemeler, sunulan delillerin doğruluğunu ve güvenilirliğini bilirkişi incelemesi veya tanık beyanları gibi yöntemlerle sorgulayabilir.
Bu nedenle, boşanma davasında başarıya ulaşmak için, manipülasyon veya sahte delil yaratma yoluna başvurmaksızın, gerçek delillerle sürece katkı sağlamak en doğru yaklaşımdır.
3. Gerçeklik ve Destekleyici Kanıtlar
Boşanma davalarında Facebook ve WhatsApp yazışmaları gibi dijital delillerin mahkemeye sunulması, dikkatle ele alınması gereken bir konudur; çünkü bu tür yazışmaların güvenilirliği ve doğruluğu, davanın seyrini doğrudan etkileyebilir.
Dijital yazışmalar tek başına yeterli delil olarak kabul edilmeyebilir, bu nedenle gerçekliği destekleyen ek kanıtlar sunmak önemlidir.
Örneğin, dijital platformlardan elde edilen yazışmaların yanı sıra tanık beyanları, diğer fiziksel deliller veya olayla ilişkili farklı belgeler davaya güçlü bir destek sağlar. Bu tür ek kanıtlar, mahkemenin yazışmaların içeriklerini daha güvenilir bir temelde değerlendirmesine katkıda bulunur.
Mahkemeler genellikle dijital yazışmaların doğruluğunu sorgulamak adına bilirkişi incelemesi talep edebilir.
Bilirkişi, yazışmaların kaynağını ve içeriğin manipüle edilip edilmediğini belirleyebilir. Dolayısıyla, yazışmaların yanı sıra tanık beyanı gibi başka kanıtlarla desteklenmesi, delilin gerçekliğini artırır ve yargı sürecini daha sağlıklı kılar.
Bu tür destekleyici deliller, özellikle boşanma sürecinde önemli iddiaların ispatında belirleyici rol oynar.
Gerçeklik ve ek delillerle desteklenen bir delil sunumu, davanın inandırıcılığını artırarak tarafların haklarının korunmasını sağlar ve mahkemenin adil bir karar vermesine katkıda bulunur.
4. Aldatma İddialarının Kanıtlanması
Boşanma davalarında aldatma iddialarının kanıtlanması, özel hayatın gizliliğine ve hukuka uygunluk prensibine dikkat edilmesi gereken hassas bir konudur.
Eşlerden birinin diğerine karşı sadakatsizlik sergilediğine dair iddialar, çoğunlukla WhatsApp, Facebook gibi dijital yazışmalar yoluyla ortaya konmaya çalışılmaktadır. Ancak, bu yazışmaların mahkemede delil olarak kabul edilebilmesi için, hukuka uygun şekilde elde edilmiş olmaları zorunludur.
Örneğin, bir eşin diğerinin izni olmadan sosyal medya hesaplarına ya da telefonuna gizlice erişerek bilgi toplaması, mahremiyet ihlali sayılır ve bu tür deliller yargı sürecinde dikkate alınmaz.
Aldatma iddialarında yazışmalar, tehdit, hakaret veya aşk ilişkisini doğrulayan içerikler barındırıyorsa, bunlar mahkemede güçlü bir delil olabilir. Ancak, delilin kabul edilebilirliği için, yazışmaların elde ediliş yöntemi ve içeriğin doğruluğu bilirkişi incelemesiyle teyit edilmelidir.
Ayrıca, tek başına dijital yazışmalar çoğu zaman yeterli görülmez; tanık beyanları, otel rezervasyonları, uçak biletleri gibi somut delillerle desteklenmesi, iddianın inandırıcılığını artırır. Bu tür ek deliller, mahkemenin sadakatsizliği net bir şekilde değerlendirmesine yardımcı olur. Aldatma iddialarının ispatında güçlü, hukuka uygun ve destekleyici delillerin sunulması, davanın sonuçlanması açısından belirleyici bir rol oynar.
WhatsApp Kayıtlarının Delil Olarak Kullanılması
WhatsApp, kişilerin anlık mesajlaşma, sesli ve görüntülü arama yapma imkanı sunan bir platformdur. WhatsApp mesajları, boşanma davalarında önemli delil niteliği taşıyabilir. Örneğin, eşin başka bir kişiyle yaptığı uygunsuz yazışmalar, boşanma nedenleri arasında sayılabilir. Ancak burada da önemli olan, bu kayıtların hukuka uygun yollarla elde edilmesidir. Eşin bilgisi dahilinde alınan mesaj kayıtları delil olarak sunulabilirken, gizlice yapılan kayıtlar hukuka aykırı sayılabilir.
Hukuki Değerlendirme ve Mahkeme Kararları
Mahkemeler, Facebook ve WhatsApp kayıtlarının delil olarak kabul edilip edilmeyeceğine, somut olayın özelliklerine göre karar verir. Hakim, delillerin hukuka uygun elde edilip edilmediğini, tarafların beyanlarını ve delillerin davaya etkisini değerlendirir. Hukuka uygun elde edilen ve boşanma sebebini açıkça ortaya koyan dijital kayıtlar, boşanma davasında etkili olabilir.
Eşim beni aldatıyor, ne yapmalıyım?
Türkiye’de çekişmeli boşanma davaları en çok aldatma konularıyla ilgili olmaktadır. Ve en çok merak edilenler de bu konularla alakalıdır.
Avukatlara danışılırken sorulan sorular arasında başlıca olarak şunlar gelmektedir; eşim beni aldattığını itiraf etmiyor ne yapmalıyım, eşimi aldattım ama çocuğum bende kalmak istiyor bunu nasıl sağlarım, eşim benden boşanmak istemiyor ne yapabilirim, maddi durumum yeterli değil çocuğumun velayetini alabilir miyim, eşimden boşanmak istemiyorum beni boşayabilir mi, Facebook ve Whatsapp kayıtları boşanmada delil olur mu?
Öncelikle eşlerden birinin boşanmak istememesi sizin istemediğiniz bir bireyle yaşayacağınız anlamına gelmez ve mahkemeler boşanmak isteyen tek bir taraf da olsa çiftleri elbette ki boşar.
Zina sebebiyle boşanma davalarında ise eğer karşı taraf eşini affederse dava açma hakkı olamaz ve bunun yanında zina eyleminin üstünden 5 yıl gibi bir zaman geçmişse konu zaman aşımına uğrar ve dolayısıyla eş zina yapan eşine dava açamaz. Mahkeme eşlerin bu konuyla ilgili sorunun yıllar önce çözüldüğüne hükmeder.
Boşanma davalarında sosyal medyanın önemi
Günümüzde şüphe götürmez bir gerçek ki, sosyal medyanın çok önemli bir yeri var.
Sosyal medyadaki yazışmalar ve görüşmeler aynı zamanda birer delildir. Artık çoğu ilişki yaşayan birey birbirleriyle olan iletişimini sosyal medya üzerinden kurduğu için boşanma davalarında sosyal medya kayıtlarının da mühim bir yeri oluyor.
Peki, bu kayıtlar mahkemede yasal bir delil olarak sunulabilir mi? Yargıtay bu delilleri inceler mi? Bu tip deliller davacı ya da davalı tarafı haklı çıkarır mı? Cevap hem evet hem de hayır. Mahkemeler yalnızca Facebook, Twitter, İnstagram, Youtube ya da Whatsapp görüntü ve mesajlarını delil olarak kabul etmiyor. Bunu yetersiz delil sayıyor. Bunlar başlı başına bir şey kanıtlar nitelikte değil. Ancak bu demek değildir ki sosyal medya delili sunmak anlamsız.
Elinizde başka bir somut delil varsa bunlarla birlikte sosyal medya delillerini de mahkemeye sunabilir ve olumlu netice alabilirsiniz.
Geçmişte bunun örnekleri yaşanmıştır, yaşanmaya devam etmektedir. Yani ana delil olarak kabul görmese de sosyal medya kontakları yan delil olarak sizin elinizi güçlendirebilir. Örneğin elinizde hem canlı bir tanığınız hem de sosyal medya delilleriniz varsa hakim sizin lehinize karar vermekte çekingen davranmaz. Kısacası bulabildiğiniz her delil sizin yasal olarak haklı çıkmanız için önemlidir.
Yargıtay’ın sosyal medya ile ilgili emsal kararları
1. Kişilik Haklarının İhlali
2. Boşanma Davalarında Sosyal Medya Yazışmaları
3. Hukuka Aykırılık İddiası
1. Kişilik Haklarının İhlali
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2016/2955 K. 2017/8684 sayılı kararında, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımların kişilik haklarına saldırı oluşturabileceğini belirtmiştir. Bu davada, davalının sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımlar, davacıların kimliğini belli etmediği için matufiyet şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle manevi tazminat talebi reddedilmiştir
2. Boşanma Davalarında Sosyal Medya Yazışmaları
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin E. 2022/4815 K. 2022/6778 sayılı kararında, sosyal medya yazışmalarının zina delili olarak kullanılabileceği belirtilmiştir. Davacı, eşinin başka bir erkekle aldatıldığına dair sosyal medya görüntülerini sunmuş ve bu durumun zina olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir
3. Hukuka Aykırılık İddiası
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi E. 2022/1110 K. 2022/2657 sayılı kararında, sosyal medya yazışmalarının hukuka aykırı olarak elde edildiği iddiası üzerine, bu delilleri sunan tarafın nasıl elde ettiğini açıklaması gerektiği vurgulanmıştır. Eğer taraf, yazışmaları hukuka uygun bir şekilde elde etmemişse, bu yazışmaların delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir
Facebook ve Whatsapp kayıtları boşanmada delil olur mu sorusu oldukça araştıralan bir ancak sosyal medya delilleriniz ters de tepebilir.
Örneğin kimi davalarda eşler birbirlerinin Facebook adreslerine (özel hayatın gizliliğini ihlal edip) girerek sanki 3. bir şahısla konuşuyor gibi konuşmalar ürettiğinden ve bunları mahkemeye sunduğundan hukuka aykırı delil adı altında işlem yapılmıştır. Veya eşinin başka insanlarla fotoğrafları varmış gibi bilgisayar hilesi kullanarak foto belge üreten kişiler hakkında da yine yasak delil adı altında cezai işlem uygulanmıştır.
Bundan dolayı seçeceğiniz sosyal medya delillerinde dürüst ve titiz olmanız sizin faydanıza bir davranış olacaktır ve bu konuda Yargıtay pek çok emsal karar vermiştir. Haklı durumda olsanız bile bu tür davranışlar sizi haksız kılabilir.
Bu yüzden atacağınız adımlara, sunacağınız delillere ve en başında birlikte çalışacağınız avukata dikkat etmelisiniz. Unutmayın ki ne kadar haklı olursanız olun, eğer iyi bir avukatla haklılığınızı mahkemede ispatlayamazsanız sonuçlar beklediğiniz gibi olmaz.
Sosyal Medya Delilerinin Boşanma Davalarına Etkisi
Facebook ve WhatsApp kayıtları, boşanma davalarında delil olarak kullanılabilir mi sorusu, son yıllarda sıkça gündeme gelen önemli bir hukuk konusudur.
Teknolojinin hayatımızın her alanına entegre olmasıyla, dijital iletişim araçlarından elde edilen yazışmalar, boşanma davalarında da kritik bir rol oynamaktadır.
Ancak, Facebook ve WhatsApp kayıtları boşanmada delil olur mu sorusuna verilecek yanıt, bu kayıtların nasıl elde edildiğine ve içeriğin hukuka uygun olup olmadığına göre değişiklik gösterir. Türk hukukunda, delillerin hukuka uygun olarak elde edilmesi, mahkemede kabul edilmesi için temel bir şarttır.
Örneğin, bir eşin diğerinin telefonuna veya sosyal medya hesaplarına izinsiz erişmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eder ve bu şekilde elde edilen Facebook ve WhatsApp kayıtları boşanmada delil olarak kabul edilmez.
Bununla birlikte, Facebook ve WhatsApp kayıtları boşanmada delil olur mu sorusunu yanıtlarken, delilin manipüle edilmemiş, gerçek ve doğru bir içeriğe sahip olması gerektiği unutulmamalıdır.
Dijital yazışmaların mahkemede geçerli bir delil olarak kabul edilebilmesi için, karşı tarafın rızası ile elde edilmiş olması veya kanunlar çerçevesinde yasal yollarla toplanması şarttır.
Delillerin yanıltıcı bir amaçla yaratılmış olması durumunda ise mahkeme, bu tür delilleri kabul etmeyecek ve delil sunan tarafın güvenilirliğine şüpheyle yaklaşacaktır.
Örneğin, bir tarafın dijital platformlardan sahte yazışmalar üretip sunması, davanın gidişatını olumsuz etkileyebilir.
Öte yandan, Facebook ve WhatsApp kayıtları boşanmada delil olarak sunulurken, tarih ve saat bilgileri ile hangi platformdan alındığının belirtilmesi gereklidir ve bu tür ayrıntılar, delilin geçerliliğini ve güvenilirliğini artırır.
Mahkeme, dijital delillerin doğruluğunu değerlendirmek için bilirkişi incelemesi talep edebilir ve tanık beyanları veya başka destekleyici delillerle de bu yazışmaların doğruluğu teyit edilebilir.
Özellikle aldatma gibi iddialarda, dijital yazışmalar, güçlü bir delil olarak kabul edilse de, çoğunlukla destekleyici ek kanıtlarla birlikte sunulması önemlidir.
Sonuç olarak, Facebook ve WhatsApp kayıtları boşanmada delil olabilir; ancak bu tür delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmiş, manipülasyondan uzak ve destekleyici kanıtlarla güçlendirilmiş olması şarttır.
Mahkemeye sunulan her delilin hukuki gerekliliklere uygun olarak hazırlanması, davanın adil ve sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkıda bulunur. Bu nedenle, boşanma sürecinde dijital delillerin dikkatle ve profesyonel bir yaklaşımla ele alınması son derece önemlidir.
Sümer Hukuk Bürosu olarak, Adana merkezi konumunda bulunan ofisimizde müvekkillerimize geniş yelpazede hukuki hizmetler sunmaktan gurur duyuyoruz. Adana avukat kadromuz, her biri kendi alanında uzmanlaşmış deneyimli hukukçulardan oluşmaktadır.